Kırk Yıllık Hatrı Olan Türk Kahvesinin Tarihçesi


Kırk Yıllık Hatrı Olan Türk Kahvesinin Tarihçesi

Türkiye’de yetişmeyen bir ürün olmasına rağmen pişirilme yöntemi ile dünyaya adını duyurduğumuz Türk kahvesinin lezzeti ve tarihçesi, kültürümüzün ne kadar zengin olduğunu ispatlıyor. Bir zamanlar, kırk yıl hatrı olan Türk kahvesi (Turkish coffee), tarihte 40 farklı demleme yöntemi ile ikram edildi. Bir fincanın 40 yıl hatırı var deyiminin buradan geldiği rivayetler arasında. Bu vesile ile bizde sizlere Osmanlı’nın Arap yarımadasından Avrupa’ya aktardığı kahve kültürünün tarihçesini paylaşmak istedik.

KAHVENİN DOĞUŞU

Bugünkü Kuzeydoğu Afrika’da yer alan Habeşistan kökenli bir bitkinin çekirdeklerinden çıkmış olan kahve meyvesinin çekirdekleri 15. yüzyıldan itibaren Yemen’den başlayarak Arap yarımadasında kavrulup, sıcak bir içecek haline getirilir. 16. yüzyılın ortalarında, canlandırıcı etkisi ve zindelik verdiği anlaşılır. Kahve içeceği Mısır ve Arap coğrafyasına yayılır.

1554 yılında İstanbul’da ilk kahvehane bugünkü Eminönünde (Tahtulkale) açıldığı belgelenmiştir. Türk kahvesi ibaresinin özünde ise İstanbul’da Arap uygulamalarından ayrışıp, kavrulma derecesi, pişirilmesi ve sunulması yatıyor. Ve bugünkü Türk Kahvesine dönüşüyor. İstanbul’da son halini alan Türk Kahvesi, Venedik 1615’de, Marsilya 1644’de, Londra 1654’de, Paris 1669’da, II. Viyana kuşatmasının ardından da Viyana 1683’de tanışmıştır. Avrupa’nın ardından kahve yolculuğuna 18. yüzyılda Batı Hint Adaları, Güney Amerika ve Asya ile devam etmiştir.

Osmanlı zamanında Türk kahvesi, halk arasında genelde sabah ve öğlen öğünleri arasında içilmiştir. Hatta günümüzdeki çay saati gibi bir dönem “kahve saati” şeklinde zaman kavramı oluşmuştur.

Türkçe’deki “kahvaltı” kelimesinin kahve içimi öncesi yenen yemek anlamında kullanılması da kahve sözcüğünden gelir. Kahve altı, halk dilinde kahvaltı şeklinde değişir. Bu durum kahvenin toplumdaki yerini ve önemini göstermektedir.

OSMANLI’DA KAHVEHANELERİN YERİ

Kahvehanelerin ortaya çıkmasıyla Osmanlı’nın kültürel ve toplumsal yapısı zaman içinde etkilenir ve değişir. En başta ahalinin ve dönemin ileri gelenleri sıklıkla gelip gittiği ve fikir alışverişi yaptıkları bir yerken, gittikçe memnuniyetsizliklerin dile getirildiği, halkı kışkırtan dedikoduların üretildiği veya yönlendirildiği bir yer haline gelir. Halkın toplanma yerleri haline gelerek, kontrollerin dışına çıkması sebebiyle 16. ve 17. yüzyıllarda sık sık yasaklanmaya başlamıştır. Kahvehanelerin temel kapatılma gerekçesi, siyasi otoritenin kontrolü dışında olmalarıdır. Saray, kontrol altında tutamadığı kahvehanelere karşı devamlı denetlemelere başlar. İnsanların sosyal statülerine göre farklı hanelerde otursalar da kahvehanelere gelince aynı mekanda bir araya gelip benzer meseleleri konuşmalarının etkisi de olmuştur. İlk yasak 3. Murat döneminde koyulurken, en ağır yasaklar 4. Murat döneminde gelir. Bir dönem kıraathane (kitap okuma yeri) olarak tekrar piyasaya çıksa da, eski halini tutamaz.

GÜNÜMÜZDE TÜRK KAHVESİ

Kırk yıllık hatrı olan Türk kahvesinin tarihçesi bu kadar! Günümüzde çarşı merkezlerinde yorgunluğu alan, arkadaş sohbetlerine refakat eden bir içecek haline gelmiştir. Bazen zihni canlandırmak için iş molasında tercih edilirken bazen bir restoranda yemek sonrası içilir hale gelmiştir. Hatta kız isteme merasimlerinde vazgeçilmez olmuştur. En önemlisi ise, Türk kahvesinin pek çok nedenle hayatımızın merkezine yerleşmesidir.

How to make a turkish coffee?

+ Yorumunuzu Yazın

+